Son yıllarda, sanatta geleneksel formların yanı sıra, modern dokunuşlar da sıkça tercih ediliyor. Ancak, tamamen kendi tarzını geliştiren bir sanatçı, 3 günde yaptığı eserlerle hem izleyenleri hem de sanat dünyasını kendine hayran bırakıyor. "Görünüm olarak tarihi eserleri andıran bu eserleri yaparken, bir yandan da tamamen kişisel işlemlerimi süzgeçten geçirmeye çalışıyorum" diyor sanatçı, hangi malzemeleri kullandığını da gizli tutmayı tercih ediyor.
Yetenekli sanatçının yaratıcı süreci, onun eserlerinin kendine has özelliklerinin temeli. Genellikle tarihi eserlere olan ilgisi, eserlerine de yansıyor. Oturmuş bir biçimde çalışarak, kargaşanın içinde kendine alan tanıyor. İki gün boyunca yoğun bir titizlikle çalıştıktan sonra, ortaya çıkan eserler, halk arasında "tarihi eser gibi" yorumları alıyor. Kullanılan malzemelerin kalitesi ve sanatsal yaklaşım, izleyenlerde derin bir etki bırakıyor.
Görmek isteyenler için, sanatçının atölyesine sık sık ziyaretler düzenleniyor. Ziyaretçiler, hem sanatçının bu sıra dışı süreçlerine tanıklık ediyor hem de yaratıcılığını gözlemleme fırsatı buluyor. "Tüm bu eserleri yaparken, asla ticari kaygılar gütmüyorum. Benim için bu, bir tutku ve içsel bir yolculuk" diyor sanatçı. Sanatçının esrarengiz durumu, onun eserlerinin bir sanat çalışmasını aştığı izlenimini de veriyor.
Sanatçının eserleri, yalnızca görsellikleriyle değil, aynı zamanda derin anlamlarıyla da dikkat çekiyor. Her bir parça, bir hikaye anlatıyor. “İnsanların eserlerimi gördüklerinde, kendi hayal dünyalarına yolculuk yapmalarını istiyorum. Bu eserler, sadece birer nesne değil, aynı zamanda yorumlanabilir düşüncelerin ve duyguların bir yansıması,” diyor sanatçı. Bunun yanı sıra, sürekli değişen ve gelişen bir sanat dünyasında, onun eserlerinin sağlam bir kalıcı kimlik kazanmasını sağlamayı planlıyor.
Bugün, genç sanatçıların kendi seslerini bulması gerektiğini vurgulayarak, "Sanat, rüzgarın önünde yürümek değil, kendi yolunu yaratmaktır,” şeklinde güçlü bir mesaj veriyor. Genç sanatçılara ilham vermek için atölye çalışmaları düzenlemek üzere planlar yapıyor. “Onlara, sanatı sadece bir alım-satım aracı olarak değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve bir ifade biçimi olarak görmelerini sağlamak istiyorum” diyor.
Sanatçının kuruluşu, kapsamını genişleterek daha fazla insana ulaşmayı hedefliyor. "Benim için bu sadece bir başlangıç, hedefim sanatın sınırlarını zorlayacak projelere imza atmak," şeklinde düşüncelerini belirtiyor. Özellikle, sanatın toplumsal sorunlar üzerinde durması gerektiğine inanıyor ve bu bağlamda önemli çalışmalara imza atmayı düşünüyor.
Sonuç olarak, bu sanatçı sadece eserleriyle değil, aynı zamanda felsefesi, yaratım süreci ve toplumsal duyarlılığıyla da dikkat çekiyor. İzleyicilerinin tarihsel bir yolculuğa çıkması için ilham veren eserleriyle sanat dünyasında adından daha fazla söz ettireceğe benziyor. "Hiçbirini satmayı düşünmüyorum," ifadeleriyle, bu değerli eserlerin yalnızca nadir hayranları için oluşturulmuş bir aşk ürünü olduğunu kanıtlıyor.