İstanbul'un gözde doğal alanlarından biri olan Belgrad Ormanı, geçtiğimiz günlerde trajik bir olayla gündeme geldi. Üç gün süren kayıp arama çabalarının ardından, ünlü mimar Ece Gürel’in cansız bedeni bulundu. Mimar Ece Gürel, 4 gün boyunca devam eden arama çalışmalarının ardından hastaneye kaldırıldı; ancak tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Bu olay, İstanbul halkında derin bir üzüntü ve kaygı yarattı.
1975 yılında İstanbul’da doğan Ece Gürel, mimarlık kariyerine genç yaşta adım attı. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu olan Gürel, özellikle çevre dostu ve sürdürülebilir mimari projeleriyle tanınmış bir isimdi. Gerek yerel, gerekse uluslararası alanda birçok ödül kazanarak, modern mimarinin önemli temsilcileri arasında yer aldı. Birçok sosyal sorumluluk projesine de imza atan Gürel, genç mimarlara ilham kaynağı olmaya devam ediyordu.
Ece Gürel'in başarılarla dolu yaşamına tanıklık edenler, onun yalnızca bir mimar değil, aynı zamanda topluma fayda sağlamayı amaçlayan bir birey olduğunu vurguluyor. Gürel, iş yaşamının yanı sıra sosyal medyada aktif olarak yer alarak, çevre sorunları ve mimari estetik üzerine düşüncelerini paylaşıyordu. Onun bu duruşu, birçok kişinin takdirini kazanmış, aynı zamanda gençlerden büyük bir ilgi görmüştü.
24 Ekim’de ailesi tarafından kaybolduğu bildirilen Ece Gürel’in, son olarak Belgrad Ormanı’nda görüldüğü tespit edilmişti. Ailesinin yanı sıra arkadaşları ve gönüllüler de dahil olmak üzere, yerel halk yoğun bir arama faaliyeti başlattı. Ormanın farklı bölgelerinde oluşturulan arama grupları, günler boyunca Ece Gürel’i bulmak için çaba gösterdiler.
Arama çalışmaları, jandarma ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle devam etti. Çeşitli köpekli ekiplerin de kullanıldığı aramalarda, Belgrad Ormanı’nın zor ve engebeli bölgeleri titizlikle tarandı. Ancak, ilk günlerde olumlu bir sonuç alınamadı. Kayıp olan mimarın bulunması için sosyal medyada kampanyalar başlatıldı. “#EceGürelBulunsun” etiketleriyle insanlar, bu duruma dikkat çekerek, medyanın ilgisini üstüne çekmeyi başardılar.
Üç gün süren arama çalışmalarının ardından, 27 Ekim’de Ece Gürel’in cansız bedeni ormanın iç kısmında bulundu. Olay yerine giden ekipler, Gürel’in sağlık durumunu değerlendirerek hemen hastaneye kaldırdı. Ancak, maalesef tüm müdahalelere rağmen Ece Gürel hastanede yaşamını yitirdi ve bu haber, ailesinin yanı sıra tüm sevenlerini derinden üzdü.
Olayın ardından hem yerel halk hem de mimarlık camiası Gürel’in vefatını büyük bir kayıp olarak değerlendirdi. İstanbul’daki mimari etkinliklerin yanı sıra sosyal projelere katkıda bulunan Ece Gürel’in, yaşadığı travmanın ve kayboluşunun ardındaki sebep merak ediliyor. Olayla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlattığı bildirildi. Soruşturma, Gürel’in kaybolduğu süre boyunca yaşananları ve ormanda bulunan ve yakınlarının verdiği ifadelere dayalı olarak detaylandırılacak.
Ece Gürel’in hayatının kaybedilmesi, mimarlık dünyasında boş bir alan yarattı. Birçok mimar, mühendis ve sanatçı, Gürel’i sosyal medyada andı ve onun eserlerini hatırlattılar. "Gürel, yalnızca bir mimar değil, aynı zamanda bir rol modeldi," diyen meslektaşları, onun vizyonunu ve inovatif bakış açısını özleyeceklerini belirttiler.
Merhum mimarın cenaze töreni, aile üyeleri, dostları ve meslektaşlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Tören sırasında, Ece Gürel’in hayatı ve kariyeri hakkında anısına düzenlenen konuşmalar ile onun yaşamından kesitler paylaşıldı. “Tahmin edemediğimiz kadar çok insan hayatına dokunmuş. Ece Gürel, güçlü bir kadın, bir lider ve bir ilham kaynağıydı,” şeklinde ifadeler kullanıldı.
Bu trajik olay, nihayetinde toplumda ve özellikle çevre duyarlılığı taşıyan genç nesillere örnek olmalıdır. Ece Gürel’in yaşamı boyunca verdiği mesajlar, ve çalışmalar, onun anısını yaşatacak birer sembol haline gelecektir. Bu kayıptan ders almak, gelecekteki benzer durumların önlenmesine katkıda bulunmak adına önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Ece Gürel’in Belgrad Ormanı’nda kaybolması ve ardından yaşananlar, kayıplarımızın acısını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına daha fazla dikkat ve özen gösterilmesi gerekiyor. Ece Gürel’i unutmamak ve onun bıraktığı bu derin etkiyi yaşatmak, yalnızca bir mimar olarak değil, insani değerler açısından da bizlere düşen bir sorumluluktur.