ABD'nin son dönemde artan askeri operasyonları, Yemen’in başkenti Sana'da trajik bir hava saldırısıyla sonuçlandı. Gerçekleştirilen saldırı, ülkede süregelen iç savaşın etkilerini daha da derinleştirirken, 12 sivilin hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu olay, uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı ve ABD’nin Yemen’deki askeri varlığı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Yemen yönetimi ve çeşitli insan hakları örgütleri, bu saldırıyı sert bir dille kınadı ve ABD’ye uluslararası hukuku ihlal ettiği için tepki gösterdi.
Sana'da gerçekleştirilen hava saldırısının nedenleri üzerine tartışmalar sürerken, Amerikan hükümeti, saldırının hedefinin terörist unsurlar olduğunu öne sürdü. Ancak yerel halk ve tanıklar, kayıpların sivil olduğunu vurguladı. Öyle ki, saldırının hemen ardından bölgeden kaçan ailelerin sayısı giderek artarken, şehrin altyapısı ve insan yaşamı büyük bir tehdit altına girdi. Yerel medya, çoğu kadın ve çocuk olan kayıpların yanı sıra, bölgedeki yaralı sayısının da hızla yükseldiğini bildirdi.
Bu olay, Türkiye dahil birçok ülkenin gözünde ABD'nin Yemen’deki askeri müdahalesinin etik boyutlarını sorgularken, çeşitli insan hakları kuruluşları ve BM, saldırının derhal incelenmesini talep etti. Yemen, yıllardır iç savaşla boğuşurken, dış müdahalenin ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dair birçok örnek mevcut. İnsan hakları ihlalleri, sivil kayıpları ve insani kriz, Yemen halkını derinden etkilemeye devam ediyor.
ABD'nin bu operasyonuna yönelik uluslararası tepkiler gecikmedi. Birçok ülke, Yemen hükümetinin yanında yer alarak, saldırıyı kınadı. Yemen'deki iç savaşa son vermek için gerçekleştirilen diplomatik çabalar, bu saldırının ardından tekrar toplandı. Öte yandan, bölgedeki askeri güçlerin artışı, gelecekte daha fazla gerginliğe yol açma riski taşıyor. Uzmanlar, bu olayın ardından ABD'nin Yemen politikasında bir değişikliğe gitmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ancak bunun nasıl bir şekilde olacağı ve hangi stratejilerin devreye gireceği belirsizliğini koruyor.
Sana'daki hava saldırısı, askeri operasyonların yalnızca tek taraflı bir çıkar için gerçekleştirildiği eleştirilerini de gündeme getirdi. Profesyonel analistler, sivil kayıplarının artmasının, uluslararası toplumun askeri müdahalelere olan bakış açısını değiştirebileceğini savunuyor. Afrin'deki operasyonlar gibi geçmişte sıkça görülen askeri müdahalelerle birleştiğinde, dünyada yeni bir çatışma çıkışına sebep olabilecek potansiyel taşıyor.
Bu bağlamda, Yemen halkının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekilmesi gerektiği de vurgulanıyor. Sivil toplum kuruluşları, savaşın yol açtığı insani krizlerin sona ermesi için daha fazla destek ve yardıma ihtiyaç olduğuna işaret ediyor. Halihazırda Yemen, dünyanın en kötü insani krizlerinden birini yaşamakta ve çok sayıda insan temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor.
Özetle, ABD’nin Sana’da gerçekleştirdiği saldırı, hem Yemen’deki iç savaşın acımasız yüzünü bir kez daha gösterdi hem de dünya genelinde askeri müdahale ve sivil kayıplar konusundaki hassasiyetlerin artmasına neden oldu. Gelişen olayların nasıl bir seyre döneceği ve uluslararası politikalarda ne gibi değişimlere yol açacağı ise merakla bekleniyor.